Bir Kurumun Kültürü ile Yakınlaşmak

Bir kurumun kültürü ile yakınlaşmak dendiğinde aslında üç unsur üzerinde detaylı bir analiz gerçekleştirmekten bahsediyor oluruz.

Bunlar;

-kurumun benimsediği ve tekrarlayarak uyguladığı, dışarıdan da gözlemlenebilir olan, günlük davranış şekilleri,

-kurumun içeride mutabık kalmak suretiyle tanımlayıp bir şekilde yazılı ve sözlü olarak duyurduğu değerleri

-kurumun kayıtlarda yer almayan bazı motifleri veya bir diğer deyişle bilinçaltındaki varsayımları

şeklinde özetlenebilir.

Kurum Kültürü kapsamında çok önemli çalışmalar ortaya koymuş bulunan Prof Edgar Schein bu üç kategoriye “artefaktlar, üstlenilen değerler ve temel varsayımlar” isimlerini vermektedir. Kendisinin bu üçlemesi bir açıdan da davranış bilimlerine temel sunmuş olan Freud’un “ego-süperego-id” modelinin bir yansıması niteliğindedir. Bu kategorizasyon, herhangi bir şirketin kültürü hakkında yorumlar yapabilmemiz ve söz konusu kültüre yakınlaşabilmemiz için bizlere pratik bir çerçeve modeli sunmaktadır.

Bir kültür analizi yaparken ilk gerçekleştirilecek çalışma, kurumdaki günlük ortamı gözlemleyerek araştırmaya başlamak olmalıdır:

-Burada mesailer uzun mu yoksa kısa mı sürer?

-Çalışanların kıyafetleri resmi midir yoksa serbest bir giyim tarzı mı vardır?

-Çalışanlar arası iletişim mesafeli mi yoksa samimi midir?

-Çalışma mekanlarında açık ofis sistemi mi yoksa oda sistemi mi vardır?

-Sabah işe başlamadan mutfak veya ofis masalarında kahvaltı sohbetleri gibi bazı gelenekler var mıdır?

-Kurum üyelerince ortak kabul ile kullanılan rozet, logolu ajanda, belirli kalem veya not ekipmanı gibi kuruma özel eşyalar var mıdır?

-Toplantılar geniş katılımlı yoksa dar katılımlı olarak mı düzenlenir?

-Toplantılar zamanında mı başlar yoksa ertelemeler sık olur mu?

-Sorunlara, çözüm odaklı mı yaklaşılıyor yoksa yargılamak çözüm üretmekten önce mi geliyor?

Edgar Schein, bir örgütün kültürünü belirleyen faktörlerin çok daha derinde yattığını mütemadiyen bizlere anımsatmaktadır.

Günümüzde çoğu kurumun yazılı değerleri, vizyonu ve misyonu vardır. Ve çoğu kurumun üstlendiği değerler, vizyon ve misyonlar arasında genelde benzerlikler vardır. Örneğin, yenilikçilik, kalite odaklılık, müşteri odaklılık birçok kurumun üstlendiği değerler arasında mevcuttur, benzer şekilde ‘lider olmak’ gibi ifadeler de birçok kurumun vizyonunda yer almaktadır.

Edgar Schein’in “temel varsayımlar” dediği unsurlar da tam bu noktada devreye girmektedir. Temel varsayımlar, bir kurumda mevcut olan ancak çoğunluk tarafından bilinçli olarak farkında olunmayan inanışlardır. Schein, bir kültürü esas belirleyen oluşumun buz dağının alt kısmında kalan inanışların olduğunu söylemektedir. Bu boyutta kültürel yakınlaşma yapabilmek, kurumu temsil eden gruplar ile yürütülecek doğrudan etkileşimler yoluyla, yani bir fasilitasyon ile mümkün olacaktır.

Sözkonusu yöntemde kurum içi usullere bakıp bunlardan kurum değerleriyle çelişenleri tespit edilir ve bu çelişkinin neden kaynaklanmış olabileceğine dair çıktılar üretilir.

Derinde yatan inanışları ortaya çıkarmak hiç bir zaman kolay değildir, çünkü kurumun parçası olan çalışanların bunları farkedebilmeleri zor olacaktır. Konfor alanından ayrılmak istemeyenler ise başka bahaneler üreteceklerdir.

Kurum Kültürü ile yakınlaşma çalışmalarını gerçekleştirecek tüm profesyonellerin bu gerçeği en baştan göz önünde bulundurmaları ileriki aşamalara ulaşmalarını mümkün kılacaktır.